Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi69
Bugün Toplam608
Toplam Ziyaret1823298
M. Demirel Babacanoğlu
karaisalihaber@hotmail.com
KAHRAMANMARAŞ’TA
07/02/2017
Bugün (4.2.2017) Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde konuşmam var. Konuşmacılardan biri de dostum arkadaşım şair yazar Dr. Oğuz Paköz. Birlikte indik alt salona. Yerlerimizi aldık. İzleği, Prof Dr. Sait Öztürk yönettı. Prof Dr. Mehmet Yetişkin, Okutman Sevim C. Cumalıoğlu, Dr. Oğuz Paköz, Eğitimci M. Demirel Babacanoğlu, Ömer Karaman, Handan Bal konuştular. Konuşmamı aktarıyorum:

MARAŞ’IN KURTULUŞ DESTANI

Emperyalist devletler Osmanlı’ya hasta adam diye bakıyordu. Hasta adam ölecek mirasını paylaşacaklardı! Bunun için I. Dünya Savaşı bitmeden 1916’da İngilizler, Fransızlar Ruslar Petersburg (Leningrad)’da gizlice toplandılar, Osmanlı topraklarını kendi akıllarınca pay ettiler. Buna göre; Irak, Kızıldeniz Akabe’ye kadar İngilizlere; Trabzon, Erzurum, Bitlis, Van Ruslara; Aydın, İzmir İtalyanlara; Adana, Antep, Maraş, Urfa, Suriye Fransızlara pay edildi. 1917 Devrimiyle Ruslar isteklerinden çekildiler.

Savaş bitince Mondros Anlaşmasıyla; Adana, Antep, Maraş, Suriye Fransızlara; Antalya Konya İtalyanlara; Doğu illeri Ermenilere; Musul ve yöresi İngilizlere verildi. İstanbul, Boğazlar İngiliz, Fransız, İtalyanlarca işgal edilecek, yönetilecek.

31 Ekim 1918 Günü Mustafa Kemal Adana’ya geldi. Murat Palas Oteli’nde Liman Von Sanders Paşa’dan Yıldırım Orduları Grup Komutanlığını devraldı. On bir gün kaldı Adana ileri gelenleriyle görüştü. Yöreyi gezdi. İşgallerin başlayacağını belirtti, silahlarınızı teslim etmeyin, örgütlenin dedi. Tarsus’un kuzeyinde Bayramlı sırtlarında korunaklar kazdırdı. Konuyu haber alan İzzet Paşa Hükümeti Yıldırım Orduları Gurup Komutanlığını kaldırdım, gel dedi. Mustafa Kemal İstanbul’a gitti.

Sömürgeci devletler işgallere başladı. Sömürgecilerin başında gelen İngilizler Fransızlara verilen yerlere çıkarma yaptılar. İtalyanlara verilen yerlere de Yunanlıların çıkmasını sağladılar. Fransızlar itiraz edince Musul’a, Mısır’a çekildiler. İtalyanların itirazlarını ise dinlemediler. Bu davranış İngilizlerin yararına olmadı.

Fransızlarca, 25 Kasım 1918 Adana, 17 Aralık 1918 Mersin, 29 Ekim 1919 Maraş, 05 Kasım 1919 Antep işgal edildi.

Atatürk, Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas’a gelmiş. Kongre yapılacak. Üç Kozanlı (Hulusi Kurtoğlu, Topaloğlu Halil, Dava Vekili Mustafa Faik) Sivas’ta Atatürk’le konuşuyorlar. Atatürk, Çukurova Genel komutanlığına Topçu Binbaşı Kemal Beyi “Kozanoğlu Doğan”, yardımcılığına ve Doğu Çukurova Komutanlığına Yüzbaşı Osman Nuri Beyi “Aydınoğlu Tufan” ; sonra da Ali Fuat Cebesoy’un önerisiyle Batı Kilikya Komutanlığına Jandarma Yüzbaşı Ali Ratip Bey’i “Tekelioğlu Sinan” takma adlarıyla görevlendiriyor.

Enver Paşa’nın Sarıkamış yenilgisinden sonra Batum’da bulunan Kılıç Ali, Salim Bey bir gemiyle İstanbul’a geliyorlar. Askerlikten istifa ediyorlar. Kılık değiştirip vapurla Bandırma’ya varıyorlar. Ali Fuat Cebesoy’la görüşüyorlar. Onun aracılığıyla 28 Ekim 1919’da Mustafa Kemal’le Sivas’ta görüşüyorlar. Kılıç Ali adı iyi, değiştirilmiyor; Salim Beyin adı “Yörük Selim”e çevriliyor. Maraş, Antep savunması görevine atanıyorlar. Yola çıkıyorlar, önce Kayseri’ye uğruyorlar, oradan 20 kalpaklı Kuvayi Milliyeci alıyorlar, fırtına gibi Elbistan’a (21.11.1919) geçiyorlar. Pazarcık’ta buluyorlar Maraş cephesi direnme gücü komutanı Arslan Beyi.

Maraş, Torosların uzantısı Ahır Dağları eteklerinde engebeli topraklar üzerinde kurulmuş, geçmişi Hititlere dayanan bir kent. Akdeniz iklimi egemendir. Toprakları verimli, zenginlik kaynakları yüksektir.

Fransızlar (1000 Fransız, 500 Cezayirli, 400 Ermeni) Başlarında Joly /29 Ekim1919’da çıktılar Maraş’a. Aksu Köprüsü yakınında karargah kurdular, Amerikan Koleji’ne (Halk Eğ. Mrk.) yerleştiler. Çal dediler davulcu Edelere; Kasnağı altın doldursan ötmez bu davul dedi Edeler. Ama, şamatayla karşıladı yerli Ermeniler, Cizvit papazları, işbirlikçiler.

Maraşlılar toplandılar Ulucami’de, büyük bir dirençle protesto ettiler Fransızları. Ertesi gün yerli uşaklarla birleşip hükümet konağında dövdüler postacıyı, dalga geçtiler hükümetle. Gittikçe artırdılar zulmü.

Uzunoluk Caddesi’nde hamamdan çıkan kadınlara sarkıntılık yapan Fransızları gördü Sütçü İmam. Dükkanından çıktı, ateşledi tabancasını, yaralanan Ermeni öldü bir gün sonra. Kaçtı imam. Fransızlar iğnenin deliğine kadar aradılar. Maraşlılar ser verdi sır vermedi. Onun yerine dayısının oğlunu kestiler. Ardından daha kötüsü geldi, yaylım ateşine tuttular Maraşlıları. Kışlanın önünde, Çömezoğlu Mehmet, Ahmetoğlu Mehmet, Mehmetoğlu Mehmet, Ökkeşoğlu Mehmet (…)’i süngülediler. Muhacir Aloğlu Mustafa’yı boğazladılar, aşık Mustafaoğlu Ökkeş’i kurşuna dizdiler. Habipoğlu Ali’yi parçaladılar bombayla.

Durmak bilmiyordu zulüm. Büyük Ermenistan hayaliyle kana boyadılar Maraş sokaklarını. Yetmedi çağırdılar Osmaniye’nin Fransız Valisi Govverneur Militaire Andre’yi. Geldi Andre. Arkasında Fransız/Ermeniler hükümet konağına yürüdüler. Nöbetçisi Güllü Köyü’nden Yusuf Çavuş’tu, ilk kez görüyordu düşmanı böyle pertavsız; sıçradı kan beynine doğrulttu tüfeğini düşman üstüne, yalnız kumandan girecek dedi, durdu ötekiler. Büyüktü Maraşlıların tepkisi.

Biri vardı ki Osmanlı Meclis-i Mebusanı’ndan eski Maraş Mebusu Agop Hırlakyan, Andre onuruna balo düzenledi evinde. Sofrada hindi tavuk, bıldırcın keklik, viski, şarap, rakı, kavun karpuz, üzüm, yemiş, havyar, bal (…) eksik değildi. Kuşun sütüne kadar her şey vardı. Nazenin kızlar kırıtarak sekerek dönüyorlar, içki sunuyorlardı. Andre’nin elleri rakı, dudakları şarap kokuyordu. Çalıyordu saz, dönüyordu kızlar, felekten bir gün çalıyordu Andre. Baktı Virjini’ye. Maraş’ta bir gül, bir içim suydu Virjini, girdi Andre’nin koluna dans ederek götürdü pencerenin önüne, ay vardı gökte, gösterdi Maraş Kalesi’ni eliyle. “Kalede Fransız bayrağı dalgalanmadıkça ben senin olamam Andre” dedi. Virjini karşısında aklı giden Andre çağırdı emir subayını hemen, verdi buyruk. Gün 27 Kasım 1919’du, koştu emir subayı kaleye, vurdu nöbetçiyi, çekti Fransız bayrağını Kale’ye.

Titredi yer gök/ Titredi Maraş/ Kesti karanlığa gömgök/ Çirkinleşti dünya

İşte o zaman Maraşlı kalktı tümden ayağa, taştı öfkesi, sığmadı kabına. Avukat Kısakürek Mehmet bir bildiri yayınladı. Toplandılar Ulucami önünde. Değil düşman, değil dünya karşı koyamaz sana… Seslendi imam. “Fransız bayrağı indirilmedikçe Kale’den kıldıramam Cuma namazını” dedi. Çıktı Maraşlılar birden kaleye, indirdiler Fransız bayrağını, çektiler yerine kendi bayraklarını.

Maraşlılar düşmanı kovmak için her türlü savaş yöntemine baş vurdular. Toplandılar Keşfili Camiinde kurdular Müdafaayı Hukuk Cemiyetini, ant içtiler. Zafer ve Muharrem Beyler 400 kişilik birlikle indiler güneye. Nuri Birliği batıda, Hayrullah Öğretmen Birliği Elbistan’da yerleşti.

Kılıç Ali Pazarcık’taydı; yedek subaylar, aşiret ağaları katıldılar birliğe. Yetmedi yeni güç/asker istediler Mustafa Kemal’den. Geldi Yüzbaşı Kamil buyruğunda bir süvari bölüğü, iki ağır makineli, iki top Cancık’ta kuruldu karargah.

Kenti on cepheye ayırdılar, içinde dışında her uygun yerinde korunaklar (mevziler) kazdılar. Düşmanın iletişim ağları kapatıldı. Geldi bir yardım daha; Maraşlı varsıllardan, teslim ettiler ambarlarının anahtarlarını.

Fransızlar askerlerini barındıracak yer bulamıyorlardı. Güvenlikli saydıkları Ermeni evlerinde, kiliselere, papaz okuluna yerleştiler. Bizim yerli işbirlikçiler, Ermeniler, kilise, görevlileri, papazlar yardım ettiler Fransızlara…

İşgal Komutanı Andre yakın yıkın, vurun kırın diye buyruklar veriyordu… Maraş birlikleri aman vermiyordu. Kan gövdeyi götürüyordu. Başarısızdı Andre. Aldılar görevden, yerine General Keret’i verdiler. Topladı Maraş beylerini Keret. “Bana Kılıç Ali’yi bulun adaletle yöneteyim Maraş’ı” dedi. Yanıtladı beyler, “Hiç olacak iş mi, Kılıç Ali bulunacak sana verilecek? Peh!” dediler. Kızdı bunun üzerine General Keret kestirdi Maraş Pazarcık arasındaki telefon tellerini. Maraş’ın rüzgar kanatlı gençleri bağladılar telefon tellerini yeniden. Bu kez daha çok öfkelendi Keret, hapsettirdi Maraş Beylerini. Olay büsbütün büyüdü, kalktılar köylüler ayağa Bertiz’den, Ahır Dağlarından çığ gibi, sel aktılar düşmanın üstüne…

Kılıç Ali ve Arslan Bey, birlik komutanları sıkı sıkıya hazırdılar. Aldılar karar; Manastır önündeki iki Türk evinden başlayacaklar vuruşmaya… böylece ulaşacaklar Ermeni evlerine. Evler, Karakız Muhittin, Zeki’nin evleriydi yakıldı, savruldu yalazlar Ermeni evlerine…

Çarpışıyordu Kılıç Ali ve askerlerimiz. Sokuldu yanına bir kadın; “Görüyorum karşı evler uğraştırıyor sizi, bitişiğindeki ahşap, pembe boyalı ev babamdan kalma benim, işte bir teneke gaz, yakın; şu da bir kese altın harcayın, helal olsun millete…” dedi. Müfreze Ökkeş yaklaştı eve yaktı evi, amma kurtulamadı şehit oldu. İlişti karargahla Manastır arası, kesildi bağlantı haberleşme; çığlıkla uyandı Genaral Keret, koştu don gömlek çağırdı topçuyu, verdi buyruk, çıktılar Mercimek Tepe’ye ateş ettiler…

Maraş’ın göbeğindeydi Meryem Ana Kilisesi, içinde üç bin Fransız ateş ediyordu. Tam da bu sırada çıkageldi Mılış Nuri, çıktı kilesinin damına boşalttı bir teneke gazı, yandı kilise… Amma Fakat Mılış Nuri şehit düştü.

Yıl 1920, 8 şubat Maraş’a geldi Albay Normand, korunaklara girip ateş ettirdiyse de sonuç alamadı. Baktılar pabuç eski, yer yoktu kendilerine, 11 şubat günü çekip gittiler. Kurtuldu Maraş düşman işgalinden.

(sürecek)


732 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ATATÜRK ÖLDÜ MÜ - 09/11/2024
Yazan: M. Demirel Babacanoğlu
GEÇMİŞTEKİ BEN…/ Öykü - 24/10/2024
GEÇMİŞTEKİ BEN…/ Öykü
OKULLARDA TEMİZLİK - 19/10/2024
OKULLARDA TEMİZLİK
CEM SULTAN - 09/10/2024
CEM SULTAN
UYKUSUZLUK ÖYKÜSÜ - 06/10/2024
UYKUSUZLUK ÖYKÜSÜ
YAŞAM BU BUDEĞİL Mİ - 05/08/2024
YAŞAM BU BU DEĞİL Mİ
ÜZÜM VE YARARLARI - 29/07/2024
ÜZÜM VE YARARLARI
İNSANLIK SAVAŞLA DENENMEZ - 20/07/2024
İNSANLIK SAVAŞLA DENENMEZ
MADIMAK - 03/07/2024
MADIMAK
 Devamı
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028