Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi72
Bugün Toplam399
Toplam Ziyaret1823089
Yılmaz Aydoğan
yaydogan33@gmail.com
TÜRK TİPİ BAŞKANLIK (1)
10/04/2017


Yazılı kaynaklarda kendisini Türk olarak tanımladığı bilinen ilk topluluk Göktürkler’dir.
Pek çoğumuzun bildiği üzere Göktürk Hanlığı M.S. 552 yılında Bumin Kağan tarafından bir araya getirilen Orta Asya’daki Türk boylarının oluşturduğu devletin adıdır. M.S. 774 yılına kadar, 222 yıl egemen kalmıştır. Ötüken yazıtları onların mirasıdır. En bilinen hanları Bilge Kağan olup, Bilge Kağanı Bilge Kağan yapan da onun Başveziri (yani Başbakanı) Tonyukuk’tur.

1071 yılındaki Malazgirt Savaşı ile Türklere Anadolu kapılarını açan ve bize bin yıldır üzerinde yaşadığımız bu vatanı bağışlayan Sultan Alp Arslan ve oğlu Melikşah’ın 1064 ile 1092 yılları arasında 28 yıl Baş vezirliklerini yapan Nizamülmülk Türk tarihinin bilinen en meşhur devlet adamlarından, (başbakanlarından) birisidir.

Osmanlı Devleti’nde Köprülü Mehmet Paşa, Pargalı İbrahim Paşa, Sokollu Mehmet Paşa, Alemdar Mustafa Paşa, Mustafa Reşit Paşa gibi ikinci adamlar (yani başbakanlar) istisnasız hepimizce bir çırpıda hatırlanıveren isimlerdir.

Tarihçi Profesör İlber Ortaylı hocamızın dediği gibi; “Başbakansız hükümdar olmaz. Ne 14.ncü Louis, ne kraliçe I.nci Elizabeth, ne Kraliçe Victoria, ne de Napolyon ikinci adamsız düşünülemez.”

Hal böyleyken çıkıp, halk oylamasına sunulan ve yönetim yapımızdaki Başbakanlık
makamını ortadan kaldıran, ne idiğü belirsiz, çağdaş dünyada uygulama benzeri bulunmayan bir yönetim yapısına “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” demek, Türk tarihini bilmemekten öte Türk tarihine hakaret etmektir.

Yakın, cumhuriyet dönemi tarihimizi çoğumuz biliriz. Daha uzaklara gidersek, Müslümanlık öncesi tarihimizde görürüz ki liderin varlık sebebi toplumdur. Toplumu var eden ise Töresidir. Töre, hukuk demektir. Bundan 1350 yıl önce Bilge Kağan ve başbakanı Tonyukuk bunu bir kural olarak belirlemiş ve taş üzerine kazıyarak günümüze kadar ulaşmasını sağlamışlardır. “Öze Tengri basmasar, asra yer telinmeser, Türk budun, ilingin, töringin kim arlatı?”  “Ey Türk ulusu! Üsten gök çökmese, alttan yer delinmese, senin ilini, töreni kim bozar?”

Töre yok oldu mu Millet de yok olur. Türk’ün kurultay geleneğini (töresini), obaları (teşkilatları), beyleri (delegeleri) hiçe sayarsanız sizin meşruiyetiniz sorgulanmaya başlar.Kutlu töre çiğnenirse Hakan hükmünü (meşruiyetini) kaybeder.

Eğer gerçekten Türk tipi bir başkanlık kurulacaksa, önce töre/hukuk ve onun üstünlüğü, sonra da kurultay/meclis ve yetkileri, denetim gücü; ardından yetkin vezir/başbakan olacak ve sonra da bunların üstünde hakan/başkan (cumhurbaşkanı) bulunacaktır. Bunlar yoksa Türk tipi de yoktur.

2

Aynı esaslar dinimizde de geçerlidir. Ne diyor Hz. Muhammed veda hutbesinde: “Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'ın kitabı ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz.”

İslam tarihinde, bilenlerimiz bilir. Dört halifeden sonra gelenler, yani Emevi ve Abbasi dönemi halifeleri İslam’ın özünden sapmış ve dini hükümler yanında, Devlet yönetimi için bir örfi hukuk geliştirmişlerdi. Anadolu ve diğer Türk Dünyası’nın yolunda gittiği, Hanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebu Hanife (M.S. 699 - 767) Abbasi halifelerini “Allahın kitabı ile yönetmedikleri için eleştirmiş” ve Abbasi halifesi Ebu Cafer El Mansur tarafından işkence edilerek, bir rivayete göre zehirlenip öldürülmüştür. Onun görüşüne göre; “Zalim yönetimlere kılıçla isyan etmek farzdır.” Emeviler’in Arap milliyetçiliği esaslı yönetim biçimlerine karşı çıkmış, Ehli Beyt ve sahabilere karşı zalimane davranışlara karşı mücadele etmiştir. Emeviler’e karşı Abbasiler’e destek vermiş ise de onların da aynı yolda gittiğini görünce desteğini çekmiştir. Kendisine kadılık teklif eden Emevi Valisi Ömer Bin Hudeyre’ye itaat etmemiş ve işkence görmüştür. Vali için: “O bir insanın katline hükmedecek, ben mühür basacağım ha? Alllah’a yemin ederim ki bu mümkün değil. Valinin beni öldürmeye gücü yeter fakat tekliflerini kabul ettirmeye asla!” demiştir.

İslam öncesi de İslam sonrası da adil, Töreye uygun, meşverete dayalı ve ikinci adamların etkin olduğu bir yönetim geçmişimizin varlığı görülmektedir. Referanduma sunulan Anayasa hükümlerini bizim tarihi uygulamalarımızla uyumlu görmek mümkün değildir. Bu Anayasa ile getirilen sistem “Türk tipi” olmaktan çok “Baas tipi” görünümündedir. Bu yaklaşım bizi Töre’nin ve İslam’ın ilkelerinden ayrıldığımız dönem uygulamalarına götürür.

Bu yaklaşım bizi ileriye, toplumsal ve bilimsel gelişmeye, refaha götürmez. Aksine gerilemeye, uluslararası yarışta geride kalmaya, bilimsel gelişmelerden uzaklaşmaya ve yolsuzluklarla birlikte yoksulluğa götürür. Neden mi böyle söylüyorum. Yine tarihten sayfalar sunacağım sizlere.

(Devamı yarın)


660 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

YEREL SEÇİMLERDE TARSUS - 02/09/2023
YEREL SEÇİMLERDE TARSUS
ANCAK YARASALAR KORKAR IŞIKTAN - 14/02/2023
ANCAK YARASALAR KORKAR IŞIKTAN
DEPREMDE BİZ NEYİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ? - 08/02/2023
DEPREMDE BİZ NEYİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ?
NE KADAR ÖZLEMİŞİZ BÜTÜNLEŞMEYİ? - 13/09/2022
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’i oldum olası sevmem… Türk vatandaşı olsa da, Türkiye’de yaşasa da kendisini, Türk kültüründen daha çok kadim Yunan kültürüne yakın saydığını, milli bir çizgide olmadığını görüyorum.
NEDİR MİLLİ SİYASET -2- - 25/07/2022
Mustafa Kemal Paşa’nın daha 1923 yılında söylediği aşağıdaki sözleri onun, yolun en başından itibaren ‘Milli Siyaset’ düşüncesine sahip olduğunu gösterir:
NEDİR MİLLİ SİYASET ?(1) - 15/07/2022
Son yarım yüzyılda ülkemizin savrulduğu mevcut durumun iç ve dış “hareket ettiricileri”, onların planları, uygulamaları ve geldiğimiz yer, iyi incelenmeli ve doğru teşhis edilmelidir.
YENİDEN MİLLİ SİYASET 2 - 05/07/2022
1821 Mora kalkışması ile başlayan ve 7 Ekim 1912 / 30 Mayıs 1913 arası sekiz aylık dönemde kaybettiğimiz Balkanlarda, Türk kırımının zirveye ulaştığını; Osmanlı’nın bu 90 (doksan) yıllık geri çekilme döneminde 2.500.000 Türk’ün kırıma uğradığını, 8.0
YENİDEN MİLLİ SİYASET 1 - 04/07/2022
(“Yeniden milli Siyaset” yayın hazırlıkları yaptığım kitabımın adıdır. Kitabın “Sonsöz” Bölümünü okuyucularımla paylaşmak istedim.)
AYDIN PARTİCİLİĞİ - 01/06/2022
[ Bilirsiniz bizim kültürümüzün bir parçası olan sözlü halk edebiyatımızda Hz. Süleyman, “Kuş dili bilen,” olarak anlatılır. Hz. Süleyman ile kanadı kırık bir kuş arasında geçtiği söylenen öykü, “İnsanlar ders alsınlar,” diye tekrarlanır, kuşaklar bo
 Devamı
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028