Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi74
Bugün Toplam517
Toplam Ziyaret1823207
Yılmaz Aydoğan
yaydogan33@gmail.com
“MİLLİYETÇİ MUHALİF HAREKET”: BEKLENTİLER VE ÖNERİLER (2)
25/08/2017

(Devam: İkinci Bölüm)

Parti Tüzüğü

Çağdaş ölçülerde demokratik sistemi benimseyip yaşatmak isteyen bir siyasal partinin tüzüğünde aşağıdaki hususların bulunması beklenir ve önerilir: 

  • Parti Yönetimi: Demokratik karar mekanizmasına dayalı “dinamik bir parti yönetimi” oluşturulmalı; yönetimde akan zamana uyumlu bir “gençleşme” sağlanabilmeli; seçimle gelinen görevlerde sınırlı bir süre görevde kalma öngörülmeli; Genel Başkan 75 yaşından sonra (bu sınır, akademik personelin yasal emeklilik yaş sınırına endekslenebilir) emekli olup, görevi bırakmalı ve partinin saygın bir üyesi olarak Parti Danışma Kurulu olarak oluşturulan “Aksaçlılar Meclisi”nde görev alması hükme bağlanmalıdır. 
  • Yedekli Seçim: Devlette ve Partide seçimle göreve gelenler, seçildikleri görevlerden süresinden önce bir şekilde ayrılmaları halinde, yerlerine geçmek veya seçilen tarafından görevlendirildiğinde kendisini temsil etmek üzere yedeği ile birlikte aday olmalı ve seçilmelidir. “Yedeklik uygulaması” bir “siyaset okulu” fonksiyonu görecek, partideki sürekli yenilenmenin de kaynağı olacaktır. 

Genel Başkan ve İl / İlçe Başkan Vekili dışındaki seçimlik görevlerde erkek adayın yedeği erkek, kadın adayın yedeği kadın olmalıdır. Bu, eş başkanlık değil, daha farklı bir uygulamadır. 

  • Temsilde ve Yönetimde Cinsiyet Eşitliği: Hz. Muhammed kadını meta olmaktan ana ve eş konumuna getirmiş; Gazi Mustafa Kemal Avrupa’daki onlarca ülkeden daha önce, seçme ve seçilme hakkı vererek tarihimizdeki yerine, “erkeğin eşiti statüsüne” ulaştırmış tarihi şahsiyetlerdir. Yeni parti, toplumun yarısını oluşturan kadınlar için partinin her kademe yönetiminde %50 kota getirerek tarihe geçmeyi becerebilmelidir. Bu konuda samimi olunmalı, Atatürk’ün şu sözleri unutulmamalıdır: “Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleri ile beraber yürümez ise ilerlemesine teknik olarak imkan ve bilimsel olarak ihtimal yoktur.” “Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin?” 

Yönetimin yarısı kadınlardan oluşacağı için partide kadın kollarına ihtiyaç kalmayacaktır. 

  • Adayların Önseçimle Belirlenmesi: Milletvekili, il genel meclisi ve belediye meclisi gibi “karar organı” üyeliklerine adaylıklar parti üyelerinin ön seçimi ile belirlenmelidir. TBMM üyelerinden, seçime katılan partilerin aldıkları oya oranlı şekilde seçilecek 100 vekilin adaylığı merkez yoklaması ile belirlenebilir. Adaylar sıralanırken, en çok oy alan adayın ardından, en çok oyu alan karşı cins aday olmalı ve böylece bir erkek aday, bir kadın aday (veya tersi) şeklinde sıralama yapılmalıdır. 
  • Aksaçlılar Meclisi: Tüzükte Genel Merkez ve İl Teşkilatları düzeyinde, “Aksaçlılar Meclisi” adında bir Danışma Kurulu oluşturulmalıdır. Aksaçlılar Meclisi 70 yaşını doldurmuş, siyasette veya Devlet’te mülki, adli, askeri veya diplomasi görevlerinde, üniversite kürsülerinde, özel sektörde ve sivil toplum kuruluşlarında görevler üstlenmiş sicili temiz, kişilerden oluşur. 

Genel Merkez düzeyindeki “Aksaçlılar Meclisi” üyelerinin 1/2’si Parti Genel Kurulu seçimiyle, ¼’ü Genel Başkan, 1/4’ü Parti Yönetim Kurulu’nca atanır ve en az 60 kişiden oluşur. Eski genel başkanlar Aksaçlılar Meclisi’nin doğal üyeleridir. Gündemine alıp görüşeceği konular üyelerinden 1/10’unun imzalı teklifi veya parti karar organlarının ya da Genel Başkan’ın talebiyle belirlenir. Kararları oylama ile kesinleşir; oylama oranına göre normal oy çokluğuyla alınan kararlar Genel Başkanın takdirine bırakılır. Katılanların 4/6 oranında oy çokluğu ile alınan kararların Parti Yönetim Kurulu’nda görüşülerek değerlendirilmesi, 5/6 ve üzeri oy oranıyla alınan kararların parti tüzel kişiliğini bağlaması zorunlu olmalıdır. Uyulması zorunlu bir karara belirli bir süre (örneğin 60 gün) içerisinde uymayan parti yönetimi, olağanüstü genel kurula gitmek ve güven tazelemek zorunda kalmalıdır. 

Özetle; “Aksaçlılar Meclisi” sıradan, göstermelik bir danışma kurulu (danışılan ama önerileri takdire bırakılmış) olmamalıdır. 

  • Belediye Başkanlarının Delegeliği: Seçilmiş büyükşehir ve il belediye başkanları Genel Kongrenin, seçilmiş ilçe belediye başkanları İl Kongresi’nin doğal delegesi olabilmelidir. 

Parti Tüzüğü için düşünülen ve önerilen düzenlemelerin bir kısmı mevcut Siyasi Partiler Kanunu ile çelişik halde olabilir. Bu durumda, niyet, Parti Programı’nda halka duyurulur; TBMM şartları uygun olduğunda, ilgili yasa değiştirildikten sonra amaca uygun düzenleme yapılır. 

Parti Programı

Parti programında ülke sorunlarına yönelik olarak, partinin siyasi ve ekonomik konular başta olmak üzere, ülke sorunlarına yaklaşımı yani ideolojisi belirlenir. Parti Programı ile ilgili olarak önemli gördüğüm bazı hususlarda düşünce ve önerilerim aşağıdadır: 

  • Siyasal Sistem Tercihi: Siyasal sistemin “Güçlendirilmiş Başbakanlık ve Sembolik Cumhurbaşkanlığı Esası üzerine kurulu Parlamenter Demokratik Sistem” olarak belirlenmesi ve bu konuyu hayata geçirecek Kurucu Meclis oluşumu ve yeni Anayasa yapımı hedeflenmelidir. 
  • Hukuk Devletinin Tesisi: Hukuk Devleti’nin tesisi ve yargı bağımsızlığının yeniden güvenceye alınması, amacıyla;

a)  Meclis aritmetiği elverdiğinde ilk iş olarak Hakimler ve Savcılar Kurulu yapısı değiştirilmeli, Kurul’un tüm üyeleri TBMM’nde temsil olunan milli irade yani Meclisin nitelikli çoğunluğu tarafından belirlenmeli;

b)  Sulh Ceza Hakimlikleri klasik görev tanımlarına geri döndürülmelidir. 

  • Milli Eğitim ve Din: Eğitimin milli vasfı korunarak, çağdaş bilim ve teknolojiye katkı verecek nesiller yetiştirilmesini öncelikli hedef haline getiren bir yapıya kavuşturulması; din hizmetlerinin dini taassubu değil, din ve inanç özgürlüğünü esas alır biçimde yapılandırılması gereklidir. 
  • Sosyal Yardım ve Sosyal Güvenlik: Bu hizmetler köklü biçimde ele alınarak, eşit yurttaşlık ve sosyal devlet ilkeleri ışığında özellikle yaşlı, çocuk, genç ve engelliler için koruyucu önlemler; emekliler için insanca yaşamaya imkan verecek ilke ve kurallar getirilmeli; yoksullara yardımdan önce iş ve istihdam sağlanması hedeflenmelidir. 
  • Tarım, Hayvancılık ve Kırsal Kalkınma: Beslenme stratejik bir konu olarak ele alınmalı; ülkemizin mevcut potansiyeli harekete geçirilerek gıdada kendisine yeter ülke olmanın şartları oluşturulmalı; Kırsal Kalkınma “aile işletmeciliği ve üretici birlikleri” temelinde ele alınmalıdır. 
  • Temel Sanayi: Metalürji, petro-kimya, yeni tersaneler, katma değerli makine sanayi tesisleri ve benzeri temel sanayi kuruluşlarının, gerektiğinde Devlet yatırımı olarak, gerçekleştirilmesi hedefler arasında olmalıdır. 
  • Maden İşlemeciliği ve Enerji: Madenlerin cevher olarak ihracı yerine işlenmiş şekilde ihracı ilke olmalı; “bor” madeninin sanayi hizmetine alınmasına yönelik ar-ge çalışmaları ile yenilenebilir enerji yatırımlarına kaynak aktarılması milli bir politika olarak belirlenmelidir. 
  • Ekonomi Politikası: Üreten bir ekonomi, tam istihdamın sağlanması ve gelir dağılımındaki çarpıklığın giderilmesi; orta sınıfın (orta direğin) güçlendirilmesi ekonomi politikasının temeli olmalıdır. 
  • Çağdaş Toplum Değerleri: Toplumsal yaşamda, Devlet-vatandaş ilişkilerinde Avrupa Birliği kriterlerinin sağlanması, AB ile ilişkilerden bağımsız olarak, hedef kabul edilmelidir. 
  • Ülke ve Toplum Bütünlüğü: Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu’sunda bin yıllık kardeşliği, “şark meselesi” bağlamında “terör estirerek” bozup, sosyolojik bir gerçekten “çakma millet yaratma” çabaları karşısında; etnik kimlik siyaseti yapanlara karşı, mevcut sorun açıkça tanımlanmalı; “eşit yurttaşlık, ortak tarih ve değer yargıları, milli birlik ve ortak gelecek” kavramları ekseninde, bireysel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi yoluyla sorun olmaktan çıkartılmalıdır. 
  • Milli Bağımsızlık: Gümrük mevzuatı ile banka ve sigortacılık sektörü, uluslararası sömürgeci uygulamaların etkisinden kurtarılmalı, milli bağımsızlığımızın bir göstergesi olmak üzere, ülkemiz aleyhine işleyen mevcut yapının iyileştirilmesi, hedef alınmalıdır. 
  • Uluslar Arası İlişkiler: AB, ABD ve NATO ile ilişkiler gözden geçirilmeli, uluslar arası ilişkilerde mütekabiliyetin esas olacağı ilan edilmeli; “iyi komşuluk ve barış içerisinde bir arada yaşama ülküsü” belirleyici olmalıdır. 
  • Türk Ordusu: Güçlü bir ordu bağımsızlığımızın garantisidir. Ordumuzun, tarihi gelenekleri ve kurumları iade edilmelidir. 
  • Halkın Yönetime Katılımı: Gerek merkezi idare birimleri (adli kurumlar dahil) gerekse yerel yönetimler nezdinde halkın yönetime katılımı teşvik edilmeli; bunun için gerekli kurallar ve “kent konseyleri” benzeri yeni kurumlar oluşturulmalıdır. 

Tüm bu hedef ve ilkeler kısa, orta ve uzun vadeli programlar şeklinde zaman çizelgesine dökülerek halkın bilgi ve takdirine sunulmalı; bu siyasi programı zihinlere işleyecek sloganlar geliştirilmelidir. 

Değerli okuyucular; 

Öyle sanıyorum ki, Kurban Bayramı sonrasındaki çok uzak olmayan bir zaman diliminde, bu siyasal hareketin yeni partisi ile partinin tüzük ve programı kamuoyu bilgisine sunulacaktır. 

Yukarıda, iki ayrı yazıda, paylaşılan görüş ve sayılan önerilerin dikkate alınıp alınmadığını hep birlikte göreceğiz. Bu öneriler, sonuçta kendisini milliyetçi, cumhuriyetçi, demokrat ve çağdaş medeni değerleri özümsemiş sayan biri tarafından, ülkemiz ve toplumumuzun içinde bulunduğu varsayılan sorunlar göz önüne alınarak, ortaya konulmuştur. 

Elbette, kişilerin bakış açılarına ve “bakarken durdukların yerin özelliğine” göre değerlendirmeleri de farklı olacaktır. 

Sizler bu önerilere katılabileceğiniz gibi, katılmaya da bilirsiniz. 

Gelişmeleri izleyelim, görelim.



570 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

YEREL SEÇİMLERDE TARSUS - 02/09/2023
YEREL SEÇİMLERDE TARSUS
ANCAK YARASALAR KORKAR IŞIKTAN - 14/02/2023
ANCAK YARASALAR KORKAR IŞIKTAN
DEPREMDE BİZ NEYİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ? - 08/02/2023
DEPREMDE BİZ NEYİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ?
NE KADAR ÖZLEMİŞİZ BÜTÜNLEŞMEYİ? - 13/09/2022
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’i oldum olası sevmem… Türk vatandaşı olsa da, Türkiye’de yaşasa da kendisini, Türk kültüründen daha çok kadim Yunan kültürüne yakın saydığını, milli bir çizgide olmadığını görüyorum.
NEDİR MİLLİ SİYASET -2- - 25/07/2022
Mustafa Kemal Paşa’nın daha 1923 yılında söylediği aşağıdaki sözleri onun, yolun en başından itibaren ‘Milli Siyaset’ düşüncesine sahip olduğunu gösterir:
NEDİR MİLLİ SİYASET ?(1) - 15/07/2022
Son yarım yüzyılda ülkemizin savrulduğu mevcut durumun iç ve dış “hareket ettiricileri”, onların planları, uygulamaları ve geldiğimiz yer, iyi incelenmeli ve doğru teşhis edilmelidir.
YENİDEN MİLLİ SİYASET 2 - 05/07/2022
1821 Mora kalkışması ile başlayan ve 7 Ekim 1912 / 30 Mayıs 1913 arası sekiz aylık dönemde kaybettiğimiz Balkanlarda, Türk kırımının zirveye ulaştığını; Osmanlı’nın bu 90 (doksan) yıllık geri çekilme döneminde 2.500.000 Türk’ün kırıma uğradığını, 8.0
YENİDEN MİLLİ SİYASET 1 - 04/07/2022
(“Yeniden milli Siyaset” yayın hazırlıkları yaptığım kitabımın adıdır. Kitabın “Sonsöz” Bölümünü okuyucularımla paylaşmak istedim.)
AYDIN PARTİCİLİĞİ - 01/06/2022
[ Bilirsiniz bizim kültürümüzün bir parçası olan sözlü halk edebiyatımızda Hz. Süleyman, “Kuş dili bilen,” olarak anlatılır. Hz. Süleyman ile kanadı kırık bir kuş arasında geçtiği söylenen öykü, “İnsanlar ders alsınlar,” diye tekrarlanır, kuşaklar bo
 Devamı
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028